Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti TCK 188/3 ve Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak TCK 191/1-2 arasındaki ayrıntılara hem hukukçu arkadaşlarımızın hemde vatandaşlarımızın kavrayabileceği sadelikte Yargıtay İçtihatları kapsamında değinmek istemekteyiz. Yargılama safhasında iki farklı suç kategorisinin ayrımı konusunda karşılaşılan sorunlar ve iki suç kategorisinin birbirine sıklıkla karıştırıldığı dikkate alındığında uygulamada Yargıtayın bakış açısını dile getirmeye çalışacağız . Bu çalışmamızın amacı konuya yargılama aşamasında karşılaşılacak sorunlara ilişkin faydalı ve bir o kadar da pratik bilgiler sunmaktır . Konunun dışına çıkmadan tamamıyla yargılamaya yönelik iki suç kategorisinin ayrımına değineceğiz.
TCK 188/3 Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz TCK Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti başlığı altında düzenlenmiştir.
TCK 191/1-2 (1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (Ek cümle:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir TCK 'nın Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak başlığı altında kendisine yer bulmuıştur .
Her iki suç tipi uygulamada birbirine benzemekte ise de aralarında keskin farklılıklar bulunmaktadır. Yargıtay İçtihatlarına da değinileceği üzere temel aralarındaki temel ayrım suçta kullanılan amaç ve araçların özelliğidir.Uygulamada soruşturma aşamasında elde edilen uyuşturucu maddenin ;
1- Niteliği yani kullanıma elverişli olup olmadığı
2- Niceliği özellinde elde edilen uyuşturucu mamulün gramajının belirlenmesi
3- Kolluk safhasında nerede elde geçirildiği
4- Ele geçirildiği yerde hassas terazinin olup olmadığı
5- Kan ve idrar testlerinde rastlanıp rastlanılmadığı
6- Son olarak ve ön önemlisi elde edilen uyuşturucu maddenin kullanım amacının hayatın doğal akışına uygun olup olmadığı konusunda şüpheden uzak verilerin elde edilmesi
Yukarıda saydığımız kriterler yoğun içtihat taraması sonucu elde edilen verilere dayanmaktadır . Konuyla ilgili olarak arama kararı konusuna ayrı bir makalede değineceğimizden araştırmanın bütünlüğünü bozmamak adına burada değinmeyi uygun görmemekteyiz. Belirlediğimiz kriterlere birer başlık açarak Yargıtay İçtihatları denkleminde incelemekte fayda olduğunu görmekteyiz
UYUŞTURUCU MADDENİN NİTELİĞİ YANİ KULLANIMA EL VERİŞLİ OLUP OLMADIĞI
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan konuların başında uyuşturucu maddenin soruşturma aşamasında ele geçirilmesinin akabinde elde edilen uyuşturucu maddenin laboratuvar ortamında incelenmesidir. Kolluk marifeti ile ele geçirilen maddenin uyuşturucu madde olup olmadığı uyuşturucu madde ise bozulup bozulmadığı yani kullanıma elverişli olup olmadığının laboratuvar ortamında incelenmesi ve ele geçirilen uyuşturucu madde üzerinde ekspertiz çalışması yapılması gerekmektedir. Şayet elde edilen uyuşturucu madde kullanılmaya yani tüketilmeye elverişli değilse bozulmuşsa bu haliyle işlenemez suç meydana geleceğinden soruşturma aşamasında şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilmesi gerekmektedir.
UYUŞTURUCU MADDENİN NİCELİĞİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Soruşturma aşamasında ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı uyuşturucu maddenin kullanım alanında kalıp kalmadığı konusunda bize yol gösterecektir. Yargıtay Ceza Dairesinin özellikle üzerinde durduğu suçun niteliğinin belirlenmesi açısından uyuşturucu maddenin miktarının belirlenmesi yargılamanın sıhhati açısından önemlidir. Yargıtay İçtihatlarına bakıldığında ve Adli Tıp'ın belirlediği kısaslardan biri kişinin günde ortalama 3.5 gram esrar tüketeceği yönündedir. Bunun yanı sıra dikkat edilmesi gereken diğer bir hususta uyuşturucu maddenin kullanıma hazır olup olmadığıdır. Bilindiği üzere sentetik olmak üzere birden fazla uyuşturucu madde kullanılmaktadır . Bunlardan dikkat edilmesi gereken esrar maddesidir. Esrar uyuşturucu maddesi doğal halde bulunup kenevir tohumundan elde edilmektedir. Bu maddenin içime elverişli hale gelebilmesi için yapraklarından ayrıştırılması gerekir . Bu işlemden sonra elde edilen esrar tohumları içime elverişli hale gelir. Bu nedenle elde edilen esrar maddesinin daralı olup olmadığı konusunda ekspertiz raporu alınması yargılamanın seyri açısından önemlidir.
KOLLUK SAFHASINDA UYUŞTURUCU MADDENİN NEREDE ELE GEÇİRİLDİĞİ
Diğer başlığımız ise kolluk aşamasında uyuşturucu maddenin nerede ele geçirildiğidir . Kolluk güçleri ihbar veyahut şikayet durumunda araç , konutta veya üstte arama yapar. Bu aşamada uyuşturucu madde orta alanda veya hepsi bir arada bulunuyorsa bu uyuşturucu maddenin kullanım için bulunduğunda delalet eder. Eğer uyuşturucu madde kullanıma hazır sarılı halde Yargıtay'ın da tabiri ile birbirine yakın gramajlarda fişekler halinde ele geçirilmiş veyahut araçta yada konutta zulalanmış halde ise bu durum uyuşturucu ticareti yapmak için bulundurulduğunda işaret eder. Bu durumda şüphe hali yoğunlaşır ve şüphelinin uyuşturucu maddeyi kullanmak için değil de satmak için bulundurduğu emaresine ulaşılır .
UYUŞTURUCU MADDENİN ELE GEÇİRİLDİĞİ YERDE HASSAS TERAZİNİN VARLIĞI
Yargıtay pek çok içtihatında hassas terazinin varlığını uyuşturucu madde ticareti yapma yani TCK 188/3 fıkrası içerisinde değerlendirmektedir. Bunun nedeni hassas terazi ile satışa hazır hale getirilen uyuşturucu maddenin tartılmasıdır. Uyuşturucu maddenin piyasa değerinin yüksek olması nedeniyle uyuşturucu satıcıları genelde yanlarında hassas terazi bulundurarak tartma işlemi yaparlar . Uyuşturucu madde öncelikle hassas terazide tartılır ve sonrasında folyo yada kağıda sarılarak satışa hazır hale getirilir. Bu nedenle hassas terazinin varlığı şüphelinin uyuşturucu madde ticareti yaptığına delalet eder. Bunun yanısıra hassas terazinin bulunması lakin bozuk olması yada kırık olması gibi durumlarda söz konusu olabilir . Bu tip durumlarda Yargıtay uygulamada hassas terazinin delil olarak kullanılamayacağını da belirtmektedir.
UYUŞTURUCU MADDENİN KANDA VEYAHUT İDRAR TESTLERİNDE RASTLANILMASI
Özelikle uyuşturucu maddenin kullanım amaçlı bulundurulmasına yönelik bir araştırma olması hasebiyle bu durum bize yol göstermektedir. Yakalanan kişinin kolluk marifeti ile derhal hastaneye sevkinin sağlanması önemli bir konudur. Soruşturmanın sıhhati açısından şüphelinin kollukta ve soruşturma safhasında alınan beyanları ile tutarlılık göstermediği bakımından kişinin kan ve idrar örnekleri alınarak uyuşturucu madde kalıntısının olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu bizi suçun nevi açısından bir yol ayrımına götürecektir. Özellikle hukukçu meslektaşlarımızın dikkat etmesi gereken, dosyada ilk incelenmesi gereken evrak kan ve idrar örneklerinin alınıp alınmadığının araştırılmasının istenmesidir. Şüphelinin kan veya idrar örneklerinde uyuşturucu madde kalıntısına rastlanılması dosya içerisindeki ifade tutanakları ve uyuşturucu maddenin ele geçirilme şekli ile uyumlu ise ''şüpheden sanık yararlanır ilkesi '' gereğince uyuşturucu madde kullanım suçundan ceza verilmesi gerekmektedir.
UYUŞTURUCU MADDENİN KULLANIM AMACI
Bilindiği üzere hayatımızda bütün eylemlerimizin başında niyet gelmektedir. Niyet etmek tasarlanan üstüne düşünülüp taşınılmış zihnimizde olan bir kavramdır. Bunun suç olabilmesi için içerisinde suç unsurunun olması ve neden sonuç ilkesi bağlamında eyleme dönüşmesi gerekmektedir. Eylemlerimizi niyetlerimiz yönelmelerimiz belirlediğinden amaç ile araç arasındaki elverişlilik ve bağıntı ziyadesi ile önemlidir. Niyetin ortaya çıkması tezahürü tasarlanmış kavramın eyleme dönüşmesi ile meydana gelir . Niyet eyleme dönüştüğünde artık fiilden başka bir şey yoktur. Konumuza dönecek olursak uyuşturucu maddenin hangi niyet yani maksatla bulundurulduğunun belirlenmesi hayata olan bakış açısının süzgecinden geçirmek zorundayız . Niyet ve amaç sonuç olarak bizi hayatın doğal akışına götürecektir. Uyuşturucu maddenin satmak için değilde kullanmak için bulundurulduğunun her insanın ussal ölçeğine uygunluk arz etmesi gerekir . Şüphelinin anlatımlarının akla uygun herkes için makul ve mantıklı sonuçlar üretmesi gerekir . Özellikle kolluk ifadesinde alınan beyanların soruşturmanın diğer evresinde ( savcılık ve sorgu mahkemesi ) çelişmesi niyete verilen önemi suistimal edecektir . Bu bakımdan zihinde oluşturulan beyanın ele geçirilen uyuşturucu maddenin miktarı ele geçirilme şekli ile uyumlu akla yatkın ve hayatın doğal akışına ters düşmemesi gerekir .
ELDE EDİLEN UYUŞTURUCU MADDENİN KULLANIM AMACININ HAYATIN DOĞAL
AKIŞINA UYGUN OLUP OLMADIĞI
Türkiye'de uyuşturucu maddelerin kullanımı, üretimi, ticareti ve bulundurulması, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ve 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerle İlgili Kanun gibi mevzuatlarla sıkı bir şekilde düzenlenmiştir. Uyuşturucu maddelerin yasal olup olmaması, kullanım amacı, miktarı ve bağlamına göre değişiklik gösterir. Aşağıda, Türkiye'deki genel çerçeveyi açıklayayım:
- Tıbbi Amaçla Kullanım
Uyuşturucu maddeler, yalnızca tıbbi reçete ile ve doktor kontrolünde kullanıldığında yasaldır. Örneğin:
Morfin, kodein gibi maddeler ağrı yönetimi veya belirli hastalıkların tedavisinde kullanılabilir.
Kannabinoid içeren ilaçlar (örneğin, Sativex gibi), bazı ülkelerde epilepsi veya kronik ağrı için reçeteli olarak onaylanmış olsa da, Türkiye’de bu tür kullanımlar oldukça sınırlıdır ve sıkı denetim altındadır.
Bu tür maddeler, Eczacılık ve Tıp Kanunu kapsamında, yetkili sağlık kuruluşları tarafından reçete edilip eczanelerden temin edildiğinde yasaldır.
- Bilimsel Araştırma ve Endüstriyel Kullanım
Uyuşturucu maddeler, bilimsel araştırma veya endüstriyel üretim (örneğin, ilaç sanayiinde hammadde olarak) amacıyla kullanılabilir. Ancak bu, devletin ilgili kurumlarından (örneğin, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) alınacak özel izinlerle mümkündür.
Bu tür durumlarda, kullanım sıkı bir şekilde denetlenir ve kayıt altına alınır. - Kişisel Kullanım ve Yasallık
Türkiye’de kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulundurmak veya kullanmak yasal değildir. TCK Madde 191’e göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak amacıyla satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçtur ve cezası 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak:
Eğer kullanımın “kişisel kullanım” sınırlarında olduğu mahkemece tespit edilirse (örneğin, az miktarda madde bulunması), hapis cezası yerine tedavi ve denetimli serbestlik uygulanabilir.
“Hayatın doğal akışına uygunluk” ifadesi, mahkemelerde kişinin maddeyi kişisel kullanım için mi yoksa ticaret/distribütion amacıyla mı bulundurduğunu belirlemek için kullanılan bir kriterdir. Örneğin, tek bir doz uyuşturucu kişisel kullanım olarak değerlendirilebilirken, yüklü miktarda madde bulunması ticaret şüphesi doğurur. - Yasal Olmayan Durumlar
Esrar (kenevir), kokain, eroin, metamfetamin, ecstasy gibi maddelerin eğlence amaçlı veya kişisel keyif için kullanımı tamamen yasaktır.
Bu maddelerin satışı, üretimi veya ticareti çok daha ağır cezalarla (10 yıldan başlayan hapis cezaları) cezalandırılır (TCK Madde 188).Türkiye'de uyuşturucu maddeler tıbbi reçete veya resmi izinle bilimsel/endüstriyel amaçlar dışında kullanıldığında yasal değildir. Kişisel kullanım bile suç sayılır, ancak miktarı ve amacı değerlendirilerek cezalar hafifletilebilir veya tedavi yoluna gidilebilir. "Hayatın doğal akışına uygunluk" ise mahkemelerde kişinin niyetini ve kullanımın kapsamını belirlemek için kullanılan bir ölçüttür.Yargıtay uygulamasına bakıldığında kişinin sosyal ve ekonomik durumu , uyuşturucu maddeye kolayca ulaşımın olup olmadığı , 1 yıllık kişisel kullanım sınırında kalıp kalmadığı , uyuşturucu maddenin nitelik ve niceliği önem arz etmektedir. Her olayı kendi içinde mukayese ederek incelemek yerinde olacaktır .
Av.Tuncay Hoşgören