Türk hukuk sistemine özgü bir kavram olan cezai şart , 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 179-182’nci maddelerinde kendisine yer bulmuştur . 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu (TBK) düzenlenen cezai şartın uygulanabilmesi için ;
1-Bir sözleşmenin varlığı
2-Borcun ifa edilmemesi veya eksik ifa edilmesi
3-Cezai şartın sözleşmede açıkça belirtilmesi
4- Tarafların karşılıklı irade beyanı
5- Hukuka ve ahlaka aykırı olmaması
CEZAİ ŞART TÜRLERİ
Cayma Cezası : Taraflardan birinin sözleşmeden cayması halinde uygulanır. Örneğin,kiracının evi sözleşme süresinin bitiminden erken kiralananı tahliye etmesi durumunda kiralayacan kiracının vermiş olduğu depozitoya el koyabilir .
İfa Yerine Geçen Ceza : Borcun hiçbir şekilde yerine getirilmemesi durumunda talep edilir.
Gecikme Cezası : Borcun zamanında ifa edilmemesi durumunda uygulanır (örneğin, sözleşmede belirtilen bir emtianın sözleşmede belirtilen tarih ve saatte alıcıya teslim edilmemesi durumunda satıcı sözleşmede belirtilen cezai şart bedelini alıcıya ödemek zorunda kalabilir )
Yukarıdaki beş maddenin bir arada olduğu sözleşmelerde cezai şartın varlığından söz edilebilir. Bu maddelerden birinin eksik kalması halinde sözleşmenin içerik unsuruna helal getirmemekle birlikte cezai şartın uygulanabilirliğini ortadan kaldırır. Cezai şart kurumunu daha spesifik incelediğimizde uygulamada karşımıza çıkabilecek problemlere değinmek yerinde olacaktır .
SÖZLEŞMENİN HUKUKA VE AHLAKA UYGUN LAKİN CEZAİ ŞARTIN HUKUKA VE AHLAKA UYGUN OLMAMASI
Sözleşmenin içerik unsurunun sözleşme imzacılarının özgür irade beyanı ile imza edildiği varsayıldığında sözleşmeye koyulan cezai şartın hukuka ve ahlaka uygun olmadığı düşünülürse bu durumda sadece cezai şartın uygulanmayacağı ve geçersiz olduğu sözleşme içeriğinin sözleşmenin taraflarını aynen bağlayacağını ifade edebiliriz.
CEZAİ ŞARTIN SÖZLEŞMENİN TARAFLARINDAN BİRİNİN YIKIMINA NEDEN OLMASI
Taraflar sözleşmede cezai şart miktarını diledikleri gibi kararlaştırabilirler . Ancak sözleşmeye koyulan cezai şart bir tarafın ekonomik özgürlüğüne veyahut yıkımına, mahvına neden olacaksa cezai şart hükümsüz olacaktır. Yargıtay'ın uygulamada izlediği yol cezai şartın tamamen ortadan kaldırılması veyahut tenkis edilmesidir. Bu konuda yaygın uygulama yargılama sırasında cezai şart konusunda bilirkişi raporu aldırmaktır . Yargıtay 3. Hukuk Dairesi E. 2021/6899 K. 2021/12850 T. 13.12.2021 kararında "Taraflar tacir olmakla ticaret hukukunda cezaî şart, miktarı yönünden sadece, Türk Borçlar Kanunu'nun 27. maddesindeki “ahlâka aykırılık” kavramı ile sınırlanmış bulunmaktadır. Buna göre; cezai şart miktarı tacirin, iktisaden mahvına neden olacak ve onun eskisi gibi ticarî faaliyetini devam ettirmesine imkân tanımayacak derecede ağır ve yüksek ise, o zaman böyle bir cezaî şartı ahlâk ve adaba aykırı bir şart olarak kabul ederek, kısmen veya tamamen iptali cihetine gitmek mümkündür.'' demektedir.
CEZAİ ŞARTIN FAHİŞ OLMASI DURUMU
Sözleşmede cezai şartın fahiş olması durumunda taraflardan biri mahkemeye cezai şartın fahiş olduğundan bahisle indirilmesini talep edebilir .Mahkemeye erişimi ortadan kaldıracak her türlü hüküm geçersiz sayılacaktır . Cezai şartın indirilmesi konusunun tacirler ve ticari işler bakımından İzmir 17. Hukuk Daire'sinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, E. 2019/2735 K. 2023/839 T. 04.05.2023 yeni tarihli kararında '' İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi, E. 2019/2735 K. 2023/839 T. 04.05.2023:"'...Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 22. maddesine göre; "tacir sıfatına haiz borçlu, TBK'nun 482. maddesinin 3. fıkrasında yazılı hallerde aşırı ceza kararlaştırılmış olduğu iddasıyla sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez." Kural bu olmakla birlikte kararlaştırılan cezai şartın, tacir olan borçlunun ekonomik yönden yıkımına yol açacak oranda yüksek olduğunun saptanması halinde cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay uygulamasıyla kabul edilmektedir. Ne var ki, indirim yapılırken her somut olayın kendi içerisinde ve kendi koşullarına göre değerlendirilmesi gerekmektedir." belirtmektedir. Yüksek Mahkeme kararında taciri de kapsayacak şekilde cezai şartın ekonomik mahvına neden olacak cezai şartın tenkis edebileceği sonucuna ulaşmıştır.
CEZAİ ŞARTA FAİZ UYGULANMASI
Yine diğer bir konu ise sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta faiz uygulanıp uygulanamayacağı uygulanacak ise hangi faiz türünün uygulanacağı sorunudur. Burada dikkate değer bir konu cezai şartın varlığı şayet fahiş bir cezai şart kararlaştırılmış ise tenkisten sonra kalan kısım için faiz yürütülmesidir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2023/1452 K. 2023/2092 T. 14.02.2023 tarihli yeni kararında özetle cezai şarta yasal faiz uygulanması yönünde karar vermiştir. Bunun bir istisnası ise sözleşmede belirtilen cezai şartın gecikme zammı olarak kararlaştırılma durumudur . Gecikme zammı olarak kararlaştırılan cezai şarta faiz işletilmez. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2023/3402 K. 2024/1543 T. 06.05.2024 kararında gecikme faizi olarak işletilen cezai şarta faiz işletilmemesi yönünde karar vermiştir.
Taraflar temerrüt faizini ve cezai şartı diledikleri gibi kararlaştırabilirler. Burada cezai şart ile temerrüt faizini birbirine karıştırmamak gerekir . Keza ikisi birbirinden farklı hukuki kurumlar olup her biri için ayrı ayrı hükümler verilmelidir. Bakınız Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, E. 2015/6292 K. 2015/7967 T. 06.10.2015 kararında temerrüt faizi ve cezai şartı ayrı ayrı değerlendirmiş ve ikisinin birbirine karıştırılmaması gerektiğini belirtmiştir.
CEZAİ ŞARTA UYGULANAN FAİZİN BAŞLANGIÇ TARİHİ
Cezai şarta uygulanması gereken faiz borçlu temerrüte düşürülmüş ise temerrüt tarihinden şayet temerrüt tarihi yok ise veyahut borçlu yasaya uygun olarak temerrüte düşürülmemiş ise dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekmektedir. Bakınız Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2021/9039 K. 2021/14085 T. 11.10.2021 yakın tarihli kararında cezai şarta uygulanacak faizin dava tarihi olması gerektiğine hükmetmiştir.
Yukarıda Türk Hukuk Sisteminin nadide bir kurumu olan cezai şart müessesini incelemeye daha çok uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlara ve yargıtay uygulamalarına değinmek istedik . Özellikle uygulamada genç meslektaşlarımızın istifadesine yönelik bu çalışmanın verimli olduğunu düşünmekle herkese iyi günler dilerim . 10.3.2025
Av. Tuncay Hoşgören